Sumud Filosu: Denizlerde İzzetin İmtihanı
Sumud Filosu: Denizlerde İzzetin İmtihanı
Tarih, bazen birkaç geminin gölgesinde yazılır. Bugün “Sumud Filosu”nun dalgalarla mücadelesi, yalnızca Akdeniz’de yol alan bir insani yardım seferi değildir. O, mazlumların umudunu sırtlamış, mahzun çocukların gözyaşlarını dindirmek için açılmış bir rahmet kapısıdır.
Tıpkı tarihte Haçlı ordularının Kudüs surlarını zorladığı günlerde, Selahaddin’in çadırında mazlumların duası ne kadar büyük bir kuvvet olmuşsa; bugün de Gazze kıyılarında “unutulmadık” diyen masumların feryadı, bu küçük gemilerin yelkenine vurmuş bir kudret gibidir.
Denizler Üzerinde Hak-Batıl Çatışması
Gemilerin adı “Alma, Sirius, Adara…” Ama hepsinin yüreğinde tek bir isim çarpıyor: Filistin.
Bir yanda topyekûn kuşatma altına alınmış bir halk, açlığın ve susuzluğun nefesini ensesinde hisseden çocuklar… Diğer yanda yüzyıllardır zulmü bir kimlik hâline getirmiş, Allah’ın gazabına uğramış, mazlumların ahını hiçe sayan bir millet…
Denizin ortasında yan yana gelen bu iki kutup, aslında çağların ötesinden gelen ezelî mücadelenin yeni bir perdesidir. Hakkın sesini kısmak isteyenlerin gemileri, bu defa “abluğa” diye adlandırdıkları bir zulüm zinciriyle ortaya çıkıyor. Ama unuttukları bir hakikat var: Zulüm ile abad olanın sonu hüsrandır.
Bir Uygarlığın İmtihanı
Sumud Filosu’na saldırı, yalnızca birkaç geminin engellenmesi değildir. O, bütün insanlığın vicdanına indirilmiş bir darbedir. Bu tablo, bize Endülüs’ün yıkılışını, Bosna’da Srebrenitsa’da katledilenleri, Çanakkale’de zulme karşı omuz omuza verilen direnişi hatırlatıyor.
Evet, bugün Gazze kıyılarında bekleyen çocukların gözlerinde Çanakkale’nin Mehmetçiği vardır. Selahaddin’in sancağı, belki o gemilerin direklerine asılmamıştır ama ruhu orada dalgalanmaktadır.
Kardeşliğin İnşası
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle; Türk, Kürt, Arap omuz omuza vermeden, bu coğrafyada barış mümkün değildir. Çünkü mazlumun kimliği yoktur. Gazze’de ölen çocuk “Filistinli” değil, insanlığın evladıdır. O halde gemilerin yükü yalnızca un, ilaç, su değil; birlik ruhudur.
Düşündürücü Bir Sual
İnsanoğlu tarihin her döneminde zulme sessiz kalarak kendi sonunu hazırlamıştır. Endülüs düşerken Avrupa saraylarında şenlikler vardı. Srebrenitsa’da kadınlar katledilirken, Batı medeniyetinin başkentlerinde şampanyalar patlıyordu. Bugün Gazze bombalanırken, dünya yine aynı sessizliği yaşıyor.
İşte burada insana şu ibretli soru düşüyor:
“Zulme sessiz kalan bir dünya, kendi sonunu nasıl aklayacak?”
Son Söz
Sumud Filosu, belki maddeten küçük bir filo. Ama manen, dev bir destanın denizlere vurmuş yankısıdır. Bu gemiler batırılabilir, yolcuları alıkonulabilir. Ama o gemilerin yelkenine sinmiş mazlumların duasını, hiçbir donanma söndüremez.
Unutmayalım: Tarihte nice büyük imparatorluklar yıkıldı. Ama bir damla mazlum gözyaşını dindirmek için yola çıkanların hatırası, asırlara meydan okudu.
Ve bugün denizlerde süzülen bu gemiler, bize şunu hatırlatıyor:
Zulüm payidar olmaz, umut hiçbir zaman sönmez.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com